Tag: Beklenti
-
Telefon Denilen Alet
Aleksandır amcamızın icat ettiği ilk versiyondan bahsetmeyeceğim tabii ki. Konu cep telefonu. İnsanlar evlerinde değillerken, hatta bazen evlerindeyken bile, onların evlerinde veya iş yerlerinde olup olmadığını bilmediğimiz zamanlar için bire bir muhteşem bir icat! Öncelikle özellikle sevgili arkadaşımız Seçkin için söylüyorum: cep telefonlarıyla ilgili piyasada dolaşan radyasyon temalı mesajların tamamı doğru değil.
-
Martı Bokunu Sîneye Çekmek
Bir İstanbul sabahına uyanmanın en büyük derdini çekiyorlardı soğuk bir bahar gününde. Montları ellerindeydi ikisinin de. Ama şemsiyeleri yoktu. Zaten bahar mevsiminde İstanbul’da dışarı çıkmanın adab-ı muaşeretinde bir tek ufacık da olsa bir kıyafet yönetmeliği eksikti. Montunu alırsın, güneş çıkar, hava beklediğinden sıcak olur. Sonra bir yerlerden rüzgârlar esip esip soğuturlar o sabahı. Ama montunu…
-
bach a l’orientale
içeride sürreal hava akımlarıyla çalkalanmış şapkadan taze çekilmiş tavşan kulakları gibi sıcacık, bahar gülümsemelerinin kokusu gibi aşk her yerde, güç gibi aynı, içimizde, dışımızda içimizden ve dışımızdan, sonra dışımıza sonra sana, bana ya da önce, ya da öncesi yok, önü de yok ki arkasının olmaması gibi, gibi de değil aslında
-
Bulantı
Var. Ne mi var? Kim mi var demeliydiniz sanki… Bazılarınız tam olarak böyle dedi belki, belki bazılarınız hiçbir şey demediler. Var! Tanrı var! Tanrı var ve yatağımızdan yeni kalkmış, pencereden dışarıya bakıyor. Bir elinde sigarası… Kalktığı yer sıcacık kalmış. Ama soğuyacak ve bir daha ısınmayacak orası. Çünkü başkalarına gidecek. Öyle dakika başı tanrı mı çağırılırmış,…