Yolun Kenarında Bekleyip Orospu Çocuğu Saymak

Bu yazıyı yazacağımı söylemiştim, ama pek uzun olmayacak… Başka konulara da girerim diye düşünmüştüm ama giresim yok, o yüzden. Bahsedeceğim şey “yaya geçidinden geçmemize bir lütufçasına ‘izin’ vermek” olayı. Şimdi bilmeyenler için yaya geçidini tarif edeyim. Bu geçit yola diklemesine uzanmış paralel kalın ve beyaz çizgilerden oluşur. Yayaların güvenli bir şekilde yolun karşısına geçebilmeleri için varlığını sürdürür, mü acaba? Mü acaba derim, çünkü sanıldığının aksine yayaların güvenli bir şekilde karşıya geçebilmeleri için o yaya geçidinin başında bir trafik ışığı olması gerekmez.

Eğer illa ki bir trafik ışığı olması gerekseydi zaten trafik ışığı olmayan yerlerde yaya geçidi olmasının bir mantığı olmazdı, değil mi sevgili okur? Hay gözünün yağını yiyeyim. Neyse. Yaya geçidi dediğimiz fenomenin bu özelliğinden dolayı, orospu çocuklarının çoğunlukta olmadığı medeni ülkelerde, sürücüler yaya geçidinin başında birini gördükleri zaman dururlar. Çünkü kural budur. Öyle hadi kardeşim sana kıyak yapıyorum, geç bakalım gibisinden işaretler de çakmazlar. Çünkü orada geçiş üstünlüğü yolun kenarında bekleyen kopilindir, ve kural gereği dururlar. Yani yaya geçidinde bekleyen saf, masum, eli öpülesi muhteşem insanlara yol vermek bir incelik değil, bir gerekliliktir amına koyayım.

Bizim ülkemizde olayların nasıl işlediği bellidir. Yaya geçidinde dakikalarca trafiğin durması beklenir. Ya yüz muhteşem sürücüden biri insafa gelir ve size yol verir (ki bunun sonucu muhtemelen öteki şeritten gelen am biti tarafından ezilmenizdir), ya da gelen araçların yeterince uzak olduğu bir anda hızlıca koşmanız gerekir. İşte bir gün, sonucu bilmeme rağmen bir yaya geçidinde beklemeye koyuldum. Yüzümde her an karşıya geçebilir ifadesi vardı, yani niyetimi belli ettim. Yani öyle bir ifade ki, o an karşıya geçmiyorum ama bir fırsat verilse en iyi şekilde değerlendiririm. Dikkat edin, “bir fırsat verilse” diyorum. Yalnız ve güzel ülkemin… Neyse. İşte yüzümde her an karşıya geçecekmiş ifadesiyle yaya geçidinde beklemeye koyuldum. Ve orospu çocuklarını saymaya başladım. Bir, iki,….. …. …. -üşenmeden bekledim- …. …. -daha da bekledim — yirmi iki, yirmi üç…. derken çok iyi niyetli bir abimiz durup gülümseyerek karşıya geçebilirsin diye buyuran o kekremsi, ekremsi, bökremsi mutluluk kokusunu elini hiç de korkak alıştırmayarak etrafa yayıp elini havada yatay olarak hareket ettirdi. Yemin ediyorum, ben hayatımda o kadar kendinden emin, o kadar babacan, o kadar sevimli bir yüz ifadesi görmedim lan. Elimi kaldırıp “eyvallah” işareti yaparak ona oracıkta muhteşem bir sosyal mesaj verdim. Yüzümü “çok teşekkür ederim sevgili abim, bu lütfuna teşrif edemeyeceğim” der gibi gülümsedim ve abiyi uğurladım. Öteki şeritten geçen araçlarla birlikte sayı artık yirmi dokuz olmuştu.

Üşenmedim, bekledim ve kırka kadar geldim. Ondan sonra yalnız ve güzel ülkeme bir küfür savurayım dedim ama o kadar gıcık olmuştum ki normalde aceyib küfürler edebilen bir insanken ağzımdan “salak” çıktı. Kendimi ilkokuldaki çok kibar yetiştirilen, ve salak diyince çok ağır, sinkaflı bir küfür etmişçesine mutlu olan o saçları iki yandan örülü sarışın kız gibi hissettim. Artık bu ülkede yaşamanın benim için bir anlamı kalmamıştı. Şaka şaka, kalmıştı. Ama gerçekten kızdım. O kadar çok kişinin ehliyeti vardı ki bu ülkede, ve o kadar çok kişi o kadar saçma salak kullanıyordu ki arabasını. Emniyet şeridinden hiçbir şey yapmıyormuşçasına yol alan ecdadını siktiklerim bile bana bu kadar koymuyordu. Bu insanların hiçbiri o yaya geçidinin orada neden var olduğunu bilmiyordu. O gün daha çok bekleseydim eminim “daha çok bekleyecektim.” Arada çok büyük bir lütufçasına geç güzel kardeşim diyen abiler dışında kimse orada durmayacaktı.

Sadece sinirlendim, size bunu anlatmak, bu yaşına gelip de hala bu kuralı bilmeyen eyfel kulesine oturtulasıca okurlarım varsa bu kuralı bildirmek için yazdım. Ne kadar ekonomik, vs açıdan gelişirsen geliş, beş kelimelik bir kuralı ezberleyemiyorsan senin akşam güneşinde yüzünde oluşan buruk hüznü sikeyim kardeşim. “YAYA GEÇİDİNDE GEÇİŞ ÜSTÜNLÜĞÜ YAYANINDIR”. Bunu anlamak, hatırlamak, bilmek bu kadar da zor değil ey amın sıçtığı. Götü tayyare motorunda parçalanası pezevenk. Neyse, iyi geceler.


Comments

One response to “Yolun Kenarında Bekleyip Orospu Çocuğu Saymak”

  1. :))

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.